Kovid-19'un Delta ve Omicron varyantı ile son zamanlarda sıkça görülen influenza (grip) virüsünün belirtileri birbirine oldukça benziyor.
Yeni Tip Koronavirüs Nedir, İnsanda Nasıl Hastalık Yapar?
Pandeminin başından bu yana farklı ülkelerdeki bilim insanları, yeni tip koronavirüs ile ilgili çalışmalar yapmış ve bu çalışmalardan elde edilen bilgileri dünyanın geri kalanıyla paylaşmıştır. Oldukça geniş bir virüs ailesi olan koronavirüsler, daha önceki yıllarda şiddetli akut solunum yetmezliği sendromu (Severe Acute Respiratory Syndrome, SARS) ve Orta Doğu solunum sendromu (Middle East Respiratory Syndrome, MERS) olarak bilinen iki büyük salgına neden olmuştur. Yeni tip koronavirüs olarak adlandırılan SARS-CoV-2 virüsü de iki yıldır devam eden COVID-19 pandemisine neden olmuştur.
SARS-COV-2 NASIL HASTALIK YAPAR?
SARS-CoV-2 virüsü, insanlarda hücrelere girerek enfeksiyon hastalığı oluşturur. Yeni tip koronavirüs, insan hücrelerine girmek için normalde kan basıncının düzenlenmesinden sorumlu olan Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim-2 (Angiotensin Converting Enzyme-2, ACE-2)’nin reseptörlerine bağlanır. Bu reseptörler aracılığıyla hücreye giren virüs, hücre içindeki yapıları, proteinleri kullanarak kendi genetik materyalini çoğaltmaya, kendi sayısını artırmaya çalışır. Bu sırada vücuda yabancı bir patojenin girdiğini algılayan bağışıklık sistemi de virüsü yok etmek üzerine devreye girer. Bağışıklık sisteminin oluşturduğu bu yanıt da hastalarda inflamasyon (iltihaplanma) belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olur.
COVID-19 BELİRTİLERİ NELER?
Yeni tip koronavirüs ile enfekte olan kişilerin bazıları hastalığı hiç semptom göstermeden (asemptomatik) veya oldukça hafif semptomlarla atlatır. Ancak bazı kişilerde enfeksiyon daha ağır seyreder ve hastaların hayatını tehdit edecek ölçüde ciddi belirtiler ortaya çıkabilir.
Hastalarda görülen COVID-19 belirtileri şu şekildedir:
- Öksürük,
- Ateş,
- Yorgunluk,
- Nefes darlığı,
- Solunum güçlüğü,
- Kas ve eklem ağrıları,
- Baş ağrısı,
- Titreme ,
- Boğaz ağrısı,
- Burun akıntısı,
- Mide bulantısı,
- Kusma,
- Ciltte döküntü,
- İshal,
- Gözlerde kızarıklık, sulanma.
Koronavirüs Varyantı Ne Demek?
Koronavirüsler, uzun yıllardır var olduğu bilinen bir virüs ailesidir. Bu aileden olan virüsler zaman içerisinde değişerek farklı hastalık tablolarına neden olabilir. Bu duruma örnek olarak koronavirüs ailesinden olan üç farklı virüs türünün SARS, MERS, COVID-19 gibi salgınlara neden olması verilebilir. COVID-19 pandemisine yol açan SARS-CoV-2 virüsü de zaman içerisinde değişerek farklı alt türleri yani varyantları oluşturabilir.
YENİ VARYANT NASIL OLUŞUR?
Virüsler, çoğalmak için canlı bir hücreye girmek zorundadır. Dış ortamda sadece kendi başlarına çoğalamazlar. İnsan hücrelerine giren SARS-CoV-2 burada kendine ait genetik materyali, yani DNA’ya benzer bir molekül olan RNA’yı, hücredeki proteinleri kullanarak çoğaltır. Genetik materyalin eşlenerek çoğaltılması sırasında RNA’da mutasyon olarak adlandırılan bazı değişimler meydana gelebilir. RNA’da meydana gelen bu rastgele değişimler bazen virüste herhangi bir değişime yol açmazken bazen de virüsün yayılma potansiyelini, öldürücülüğünü artırıp azaltabilir. Yeni tip koronavirüs ilk tespit edildiğinden bu yana binlerce hatta milyonlarca farklı mutasyon geçirmiştir. Ancak bu mutasyonların hepsi virüsün karakteristik özelliklerinde bir değişime yol açmamıştır. Toplumda bilinen Alfa, Delta, Omicron gibi varyantlar; virüsün bulaşıcılık, öldürücülük gibi özellikelrinde değişim meydana getirdiği için önem taşımaktadır.
ALFA VARYANTI
Alfa (B.1.1.7) varyantı 2020’nin sonlarında İngiltere’nin güneydoğusunda tespit edilmiştir. Bu varyantta oluşan mutasyon, virüsün hücre içine girmesini sağlayan S (Spike) proteinin yapısını değiştirmiştir. Bu değişim sonucu alfa varyantı, ilk çıkan koronavirüse oranla daha bulaşıcı hale gelmiştir. COVID-19’a karşı geliştirilen aşılar, S proteinini hedef aldığından alfa varyantının aşıya dirençli olması beklenmemiştir.
BETA VARYANTI
Beta (B.1.351) varyantı ilk olarak Güney Afrika ve Nijerya’da tespit edilmiştir. Beta varyantı, orijinal virüse nazaran daha hızlı yayılmakla birlikte COVID-19 hastalığının seyrini ağırlaştırmamıştır.
GAMMA VARYANTI
Gamma (P.1) varyantı ilk olarak Ocak 2021’de Brezilya’dan Japonya’ya seyahat eden bir kişide görülmüştür. Bu varyantın, kendinden önceki varyantlara göre daha bulaşıcı olduğu öne sürülmüştür. Gamma varyantının aşıya karşı dirençli olabileceği düşünülse de BioNTech/Pfizer aşısının bu varyanta karşı etkili olduğunu gösteren çalışmalar yapılmıştır.
DELTA VARYANTI
İlk olarak Aralık 2020’de Hindistan’da tespit edilen Delta (B.1.617.2) varyantı, Nisan 2021’de dünya genelinde vakaların çoğunluğunu oluşturan alt tür haline gelmiştir. Deltanın diğer varyantlara göre yaklaşık %50 daha bulaşıcı olduğu belirlenmiştir. Yapılan çalışmalar BioNTech/Pfizer aşısının ikinci dozdan iki hafta sonra delta varyantına karşı %88 koruyucu olduğunu ortaya koymuştur.
OMİCRON VARYANTI
Omicron (B.1.1.529) varyantı ilk olarak 11 Kasım 2021’de Güney Afrika’da bir ülke olan Botsvana’da toplanan örneklerde tespit edilmiştir. Güney Afrika’daki uzmanlar yeni varyantı, 24 Kasım 2021’de Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirmişlerdir.
Omicron Varyantı Hakkında Merak Edilenler
Omicron varyantı ilk ortaya çıktığı Güney Afrika’dan dünya geneline yayılarak milyonlarca kişiyi etkisi altına almıştır. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı, 12 Aralık 2021 tarihinde Omicron varyantı ile enfekte vakaların tespit edildiğini açıklamıştır. Sağlık Bakanlığı’nın 25 Aralık 2021’de yaptığı açıklama göre ise kalabalık illerdeki vakaların %10’undan fazlasını Omicron varyantı oluşturmaktadır.
BULAŞTIRICILIK
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre; Omicron varyantının, Delta da dahil olmak üzere diğer varyantlara oranla daha bulaşıcı olduğu düşünülse de konu hakkında daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
HASTALIK ŞİDDETİ
Omicron varyantının hastalık şiddetini nasıl etkilediği hakkında henüz yeterince bilgi toplanmamıştır. Varyantın ilk tespit edildiği yer olan Güney Afrika’da hastane yatışlarında artış gözlenmiştir. Ancak bu artışın Omicron varyantından kaynaklanabileceği gibi enfekte kişi sayısının artmasından da kaynaklanabileceği unutulmamalıdır. Yeni tip koronavirüsün tüm varyantlarının, kişilerin hayatını kaybetmesine neden olacak kadar şiddetlenebileceği bilindiğinden Omicron varyantına karşı da gerekli önlemler alınmalıdır.
DAHA ÖNCE COVID-19 GEÇİRMİŞ OLMANIN ETKİSİ
Şu ana kadar elde edilen bilgiler, daha önce SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş kişilerin, Omicron varyantı ile yeniden enfekte olma riskinin arttığını göstermektedir. Ancak bu konunun kesinleşmesi için daha kapsamlı verilere ihtiyaç vardır.
AŞILARIN KORUYUCULUĞU
Aşıların Omicron varyantına karşı hangi ölçüde koruyucu olduğuna dair henüz yeterince veri mevcut değildir. Ancak aşıların daha önce vakaların çoğunluğunu oluşturan Delta varyantına karşı etkili olduğu bilinmektedir. COVID-19’ a karşı, aşı dışında etkili bir önleyici ya da tedavi edici bir yöntem bulunmamaktadır. Dolayısıyla toplumun aşılanmış olması COVID-19’a bağlı ağır hastalığın ve ölümün önüne geçebilen tek yoldur. Ülkemizde de iki doz aşı olan ve ikinci dozun üzerinden 3 ay geçen kişilerin hatırlatma dozunu yaptırması, Omicron varyantına karşı korunmada önemlidir.
OMİCRON VARYANTINDAN KORUNMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Omicron varyantından korunmak için pandeminin başlangıcından bu yana tavsiye edilen uygulamaları tam olarak yerine getirmek gerekir. Özellikle havaların soğumasıyla insanların kapalı ortamlarda daha fazla zaman geçirmesi, virüsün yayılmasına zemin hazırlar. Bu durumun önüne geçmek için kalabalık ortamlarda maske asla çıkarılmamalıdır. Bunun yanı sıra sosyal mesafeye dikkat etmek, elleri sık sık yıkamak veya dezenfekte etmek de virüsün yayılmasını engellemeye katkı sağlar. Özellikle risk grubunda yer alan kişilerin aşının hatırlatma dozunu vakit kaybetmeden yaptırması oldukça büyük önem taşır.
COVID-19 belirtileri taşıyan kişilerin sağlık birimlerini durumdan haberdar etmesi ve izolasyon kurallarına dikkat ederek test yaptırması, sonucu pozitif çıkan kişilerin de yetkili kişilerin belirttiği süre boyunca kendini karantinaya alması hem birey hem de toplum sağlığı açısından kritik önem taşımaktadır. Sağlıklı günler dileriz.
Yorum yazman ister misiniz?